Sinan Ateş davası başladı, MHP'nin talebi reddedildi
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmanın görüleceği cezaevinin çevresinde geniş güvenlik önemleri alındı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'da yer aldı. Sanıkların salona getirildiği esnada Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi Doğukan Çep, 'Bay Kemal nerede' diye bağırdı. Jandarmalar tarafından salondan çıkartılan Çep, Mahkeme Başkanı'nın talebiyle yeniden duruşma salonuna alındı.
MHP davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatları MHP'nin katılma talebinin kabul edilmesini istedi. Savcı ise suçtan doğrudan zarar görmediğinden talebin reddi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme MHP'nin talebini reddetti.
Sinan Ateş'in tetikçisi sanık Eray Özyağcı, bu zamana kadar sanık Doğukan Çep'i korumak için ifadelerinde doğru olmayan şeyler anlattığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Sinan Ateş'e ulaşmaya çalışıyordum. Bir dosya için bana sözünü tutmadı. Benden para istedi. Suat Kurt'u aradım, ‘yardım eder misin' dedim. ‘Evet' dedi. Doğukan Çep ile beraber otoparka gittik. Otururken bana ‘her şeyi ayarladım, Ankara'ya gitmem kaldı' dedi. Benden Sinan Ateş'i ayaklarından vurmam talep edildi. İfadelerimde Doğukan Çep'i korumak için kendim tasarlamışım gibi ifade verdim, yalan söyledim. Çep bana Gölbaşı'nda gideceğim konumu atmıştı, ‘Sinan Ateş'i sadece ayaklarından vur, uzaklaş' dedi. Ben de önlerine çıktım, Sinan Ateş'in sağlı sollu sadece ayaklarına ateş ettim. Ateş ettikten sonra Ateş'in yanındaki şahıslar bana karşılık verdiler. Ardından ‘reisi vurduk, reisi vurduk' diye bağırdıklarını duydum."
Mahkemeden izin almadan konuşan Doğukan Çep, “Ben bu davanın azmettiricisiyim. Başaktörüyüm, ifade vermek istiyorum” ifadelerine karşı mahkeme başkanı, “Otur yerine” cevabını verdi.
Olayda tetikçi Eray Özyağcı'yı olay yerine getiren sanık Vedat Balkaya, “Olayın olduğu gün öğlen saatlerinde Eray beni uyandırdı. ‘Alacağımızı almaya gidiyoruz' dedi, hazırlandım. Olay yerine hareket ettim. Eray'ın yönlendirmesiyle oldu. Eray beni acele ettirdi. Eray arkama bindi, konuma gittik. Eray, ‘İşi hallettikten sonra Gölbaş'ına gideceğiz' dedi. ‘Silah sesi duyarsan korkma' dedi. Ben Doğukan'ı aradım. Yarım saat bekledim. Eray koşarak geldi, ‘konuma gidiyoruz' dedi. Yola çıktık, 15 20 dakika sonra petrolde durduk. Eray motordan indi, kaskı fırlattı, gümüş renkli araç bekliyordu. İçinde tişörtlü biri vardı. Eray, ‘Sen devam et İstanbul da görüşürüz dedi. Bana, ‘alacak verecek için geldik' dediler. Birinin öleceğini söyleseler cezaevinden yeni çıkan biri olarak gitmezdim” dedi.
İstanbul il sınırında çevirmede gözaltına alındığını belirten Balkaya, Özyağcı'nın vurduğu kişinin öldüğünü sonradan öğrendiğini söyledi.
Sinan Ateş'in konum bilgilerini sanık Doğukan Çep'e gönderen Suat Kurt, Çep'in kendisinin manevi kardeşi olduğunu söyleyerek kendisinden ricada bulunduğunu ifade etti.
Tetikçi Eray Özyağcı'yı tanımadığını iddia eden Kurt, “Doğukan Çep, ‘Ankara gider misin abi? Adres vereceğim bu şahıs adrese kaçta giriyor? kaçta çıkıyor? ne yapıyor, ne ediyor?' dedi. Dövülecek en fazla ayaklarından yaralanacak dendi. Olayın olduğu gün Eray'ın orada olduğundan haberim yok. Eray'ı İstanbul'dan geldiğinde karşılayan benim. Rahmetlinin adreslerini atan benim. Benim meselem de değil, olayı ben yaptırmışım gibi ne torbacılığımız kaldı. Ben sadece bilgileri attım."
Doğukan Çep'in kendisine adres bilgilerini attığını belirten Kurt, Ateş'in adrese giriş çıkış saatlerini Çep'e söylediğini dile getirdi.
Eray'la Doğukan'ın telefon görüşmesinde Sinan Ateş'in vurulacağını öğrendiğini iddia eden Kurt, “Adamı gördüğümü Doğukan'a söyledim. Geldiklerini söyledim. Doğukan ‘abi sen taksiye bin git' dedi. Taksiye bindim, taksideyken silah seslerini duydum. Sonra otobüs değiştirip kaçtım” iddiasında bulundu.
Sinan Ateş cinayetini azmettirdiğini iddia eden sanık Doğukan Çep, şunları söyledi:
“Cinayeti ben azmettirdim. Bir gün sabah namazını kılarken Ateş'le yan yana namaz kıldık. 2013'te dosyam vardı, ceza aldım. Ateş'e ‘bana yardımcı olabilir misin?' dedim. Ateş de ‘ne demek yardımcı olurum' dedi. 2020 yılında telefon çaldı. ‘Kanalı buldum dosyayı halledecekler, 1 milyon lira istiyorlar' dedi. Ben o kadar bulamam abi dedim. ‘200 bin peşinat verelim geri kalanı hallederiz' dedi. Parayı verdim ayrıldık. 2021 yılında tekrar telefonum çaldı. ‘Kardeşim 200 bin lira daha lazım aynı kişiler değil, farklı kişilere vereceğiz' dedi. Borç harç hallettim verdim. ‘İş uzun sürebilir ama hallolacak' dedi. 2022 yılında artık sona yaklaştık. ‘Paranın tamamını vermen lazım Ankara'ya gelebilir misin?' dedi, Ankara'ya geldim. Parayı verdim. Aralık ayı başlarında aradım. ‘Haber bekliyorum ben de' dedi. ‘Abi hani sonuna gelmiştik' dedim. Daha sonra tekrar aradım, açmadı. Paraya el koydu diye düşündüm. Bende bunu ayaklarından vuracağım dedim. Ben öldürmeye gönderseydim öldürmeye gönderdim derdim. Ben gerçekten ayaklarından vurdurmak istedim. Bir baktım ölmüş, istemediğim bir şeydi üzüldüm."
Sanık Doğukan Çep, beyanına "Suikast yapmaya gelen adam ayaklarına sıkmaz, gelir arkasından, sırtından atarım. Kimse de görmez" diye ekledi. Çep ayrıca maktul Ateş'in gövdesine isabet eden kurşunun Selman Bozkurt'un silahından çıktığını iddia ederek, araştırılmasını mahkemeden talep etti.