Kayseri Özel Avrupa Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Mesut Polat, dünyada yapılan araştırmalarda suyun içerisinde kanser yapıcı maddelere rastlandığını, bu durumun insan metabolizmasını bozduğunu söyledi.
Dahiliye Uzmanı Dr. Mesut Polat, kanseri meydana getiren dört temel faktör olduğunu belirtti. Söz konusu faktörleri önem sırasına göre, dengesiz beslenme, sigara, enfeksiyon hastalıkları ve mesleki sebepler olarak sıralayan Polat, “Kanserin en önemli nedeninin dengesiz beslenme olduğuna inanıyoruz. Yüzde 30-35 civarında dengesiz beslenmeden kaynaklanır” dedi.
Ağızdan alınan gıdaların en başında su geldiğini ifade eden Polat, dünyada yapılan araştırmalara göre suyun içerisinde astbest, arsenik, krom, nikel, viril klorür ve cıvaya rastlandığına ve söz konusu maddelerin kanser yapıcı olduğuna dikkat çekti. Polat, “Bunların insanın hücresel metabolizmasını bozduğu ve kanser yaptığı belirlenmiştir. Pestisit yani meyvelerin ve sebzelerin böceklenmesini önlemek için sıkılan ilaçlar da suya karışarak kanser yapan nedenler arasına girmiştir” diye konuştu.
Beslenmede kanser yapıcı maddeler arasında sudan sonra en önemli gıdanın buğday olduğunu söyleyen Polat, “Buğdayın depolanması sırasında bir mantar meydana geliyor. Bu mantarlar ve küfler aflatoksin denilen bir zehre neden oluyor. Bu aflatoksin insan vücudunda kansere neden oluyor” şeklinde konuştu.
Polat, diğer kanser yapan gıdaları şu şekilde sıraladı:
“Kanser yapıcı maddeler arasında üçüncü sırada fast foodlar, tütsülenmiş ve işlemden geçmiş kırmızı et sucuk, salam, jambon gibi gıdalar geliyor. Bunların içersinde nitrit, nitrat gibi kanser yapıcı elementler bulunuyor. Merdiven altı üretim yerlerinde nitrozamin yaygın halde bulunuyor. Gereğinden fazla korucu madde ve sodyumnitrat hazır köfte ve dondurulmuş et ürünlerinde bulunuyor. Bir diğeri ise balıklarda rastlanan cıvadır. Sanayi atıklarının suya karışmasıyla balıkların vücuduna girmiştir. Balıklarla birlikte de insan vücuduna girmiştir. Bu da kanser yapıcı nedenler arasında yer alır. Bir diğer ise kızartma ve hamur işleridir. Patates kızartması ve cipslerde, kızgın yağda pişen hamur işlerinde veya bisküvi ve kurabiyelerde aşırı sıcakta pişmesinden dolayı bir takım kimyasal değişiklikler meydana gelir. Aynı yağın tekrar tekrar kullanıldığı zamanlarda akrilamid denilen bir madde meydana gelir ki, bu madde de kansere zemin hazırlar. Bunların dışında birde mangalda pişen etler vardır. Ateşle direk temas eden kırmızı etlerde bir takım hidrokarbonlar meydana gelir. Bunlar vücutta kansere zemin hazırlar. Bunun için etler ızgara, buğulama veya fırınlama şeklinde tüketilmesi gerekir.”
Polat, söz konusu gıdalar beslenme düzeninden çıkarılmayacağı için, kanserden korunmak için bir takım önerilerde bulundu. Kanserden korunmanın en önemli yönteminin, vücutta fazla kiloyu biriktirmemek olduğuna dikkat çeken Polat, “Lifli gıdaları fazla tüketmek, sebze ve meyve tüketmek. Çiğ sebzeler kanseri önlemede önemli rol oynar. Bunlar soğan, sarımsak, brokoli, karnıbahar, pırasa ve turunçgiller. Sebze meyvenin dışında şarküteri ürünleri az tüketmek gerekir. Mümkün olduğu kadar taze et ve meyve tüketelim. Salamura, konserve ve işlem görmüş etlerden uzak duralım. Sigara ve alkolden e uzak durmak çok önemli. Çillenmiş, rengi atmış, bozulmaya yüz tutmuş patateslerden uzak durmak gerekiyor. Fazla kilo almayın, çok hareket edin, egzersiz yapın, doğaya karışın. Bunlar sizi kanser ve diğer tehlikeli hastalıklardan koruyacaktır” ifadelerini kullandı.