Karayel, TV-1'de yayınlanan canlı programa telefonla katılarak 28 Şubat'la ilgili değerlendirmelerde bulundu. Karayel, ''28 Şubat dönemi generallerinin ve onlarla iş tutanların, onu tutmayan sivillerin ve o döneme ait basın yayın organlarında görev alanların, yayın yönetmenlerinin Genelkurmay Başkanlığının brifinglerine koşarak giden gazeteci arkadaşların, yargısız infazların, mağdurların, zulümlerin ve bunlara çanak tutanların, aynı zamanda bir kenarda unutulmuş olanların dönemidir, 28 Şubat. Onun için bu dönem ile ilgili değerlendirmeleri yaparken o dönemde yaşanmış sessiz çoğunlukların yaşamış olduğu ızdırapları, sıkıntıları, çileleri de göz önüne getirerek konuşmamız lazım'' ifadelerini kullandı.
Açıklamasında, ''Hiçbir savcı ve hiçbir yargı mensubu, elinde kesin deliller olmadan o yargılamalarla ilgili hiçbir kimseyi tutuklayamazdı'' diyen Karayel, şöyle devam etti:
''Bir gün bunun hesabını vereceklerini onların unutmaması lazım. Onun için böyle şöhretli generallerin, genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının üstünde bir delil yoksa tutuklanarak içeriye alınması ve çok uzun süre tutukluluk süresi yaşamış olması gerçekten Türkiye'nin bir yüz karasıdır. Hukuk tarihimize de bu dönem geçecektir. Önemli olan şey, genelkurmay başkanlığı, kuvvet komutanlığı, generallik yapmış kişilerin eğer varsa yargılamalarının bir an önce yapılarak neticesinin de kamu vicdanında yer etmesi gerekir. Kamu vicdanında kabul görmeyen işlerin, hukuk tarihi açısından da çok fazla kabul görmeyeceği ortadadır. Onun için bu yargılamaların bir an önce hükümlü hale getirilmesi veya bu tutukluluk sürecinde hükümsüz hale geleceklerse yani serbest kalacaklarsa bunların da bir an önce yargılamalarının neticelendirilmesi gerekir.''
''MEMLEKETİMİZİN VE MİLLETİMİZİN YÜZ KARASI''
''Darbeleri Araştırma Komisyonu'nda, 28 Şubat dönemine ait gördüklerimiz memleketimizin ve milletimizin yüz karasıdır, insanlarımız bunları yaşamıştır'' diyen TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel, ''İstediğimiz kurumlardan gelen, üstünde 'gizlidir' damgası olan evrakları kayıtlara geçirdikçe insanlığımızdan ve milletvekilliğimizden utanacak şeylerle karşılaştık. Bunlar bu memlekette yaşanmıştır. Özellikle 'Balyoz' ve 'Ergenekon'da yaşanmış olan ve ondan önceki dönemlerde yaşanmış olan suçlamalar, gazetecilerin tasnif edilmiş olması, insanların sağcı-solcu diye tasnif edilmiş olmaları ve bu insanlarla her türlü araştırma yaparak bunları yazılı hale getirmek, maalesef darbeler tarihine baktığımız zaman bu memlekette yaşanmış çok kötü şeylerdir'' dedi.
Bu dönemleri Türkiye'de olan herkesin hep birlikte yaşadığını kaydeden Karayel, ''Özellikle 60'tan başlayarak 71, 80 ve 28 Şubat ile e-bildiri dönemine kadar Türkiye'nin yaşadığı sosyal ve siyasi süreci göz önüne getirdiğimiz zaman bugünkü iktidarın yapmış olduğu şeyler, bu ülkeye sahip çıkmaktır, özgürlüklere sahip çıkmaktır'' diye konuştu.
PKK sorununun Türkiye'nin başına bela edildiği günden itibaren çok büyük acılar yaşandığını ve çok insan kayıplarının olduğunu dile getiren Karayel, ''Şehitlerimizin büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyor. Bu ülkenin vatandaşını öldürmeye, öldürtmeye kimsenin hakkı yok ama bu ülkede bu kardeş kavgası darbecilerin mantığı içinde var. 2004 yılında PKK ateşkes ilan edip dağın öbür tarafına geçtiği zaman, Kuzey Irak'a geçmek istedikleri zaman, bebek katilinin tavsiyesi doğrultusunda bu işler yapılırken, bir kısım, teröristlerin ülkede kalması gerektiğini söylemiştir. Bunlar darbelere zemin hazırlayan elemanlar olarak görülmüştür'' ifadelerini kullandı.
Karayel, ''Bunlar bu memlekette olmuş işlerdir. Bunları olmamış gibi göremeyiz. Darbelere zemin hazırlamak için terörden istifade mi edilmiş, ekonomik zaafiyetlerden mi istifade edilmiş? Özellikle AK Parti'nin ikinci dönem ve üçüncü dönem iktidarından itibaren baktığımızda kapatma davası olsun, özellikle MİT'in Darbeler Komisyonu'na göndermiş olduğu Milli Seferberlik Tetkik Kurulu'nun içinde bulunduğu durum ile ilgili arşiv kayıtlarına baktığımızda, gelen belgeler bütün basın yayın organlarımızda yayınlandı. Bunlarda suikast planlarına baktığımız zaman, karalama kampanyalarına baktığımız zaman, Anıtkabir'e yürümelere ve Cumhuriyet mitinglerine baktığımız zaman Türkiye bunları yaşadı. Bu yaşantılardan sonra buraya geldik'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin terör belasından görüşerek ve anlaşarak çıkabileceğini kaydeden Karayel, ''Türkiye'yi daha yaşanabilir, demokratik bir ülke haline getirerek, eşit vatandaşlık vurgusu içinde sivil anayasa yaparak, Türkiye'nin özlemlerini gidererek önümüzdeki baharlar, yeni nevruzlar olur, memleketimizde güzel baharlar olur, herkes bu durumu özlemiş. Vuruşarak, öldürerek, kavga ederek netice alamayacağımızı 30 senedir gördük. Bunu emperyalistler, Orta Doğu'dakiler destekliyor, okyanus cephesindekiler destekliyor'' diye konuştu.
Karayel, Türkiye'nin ekonomisi yerinde olduğu zaman, siyasi istikrar yerinde olduğu zaman, vatandaşlar arasında birlik, beraberlik güçlü olduğu zaman, ülkenin daha çabuk kalkındığını da ifade ederek, ''Türkiye kendi uçaklarını, kendi makineli savarlarını, kendi gemisini, kendi uzay araçlarını yapacak hale geldi. Bunların hepsi bu istikrar sayesinde oluyor. Bunları bozmak için uğraşan hem emperyalist hem de Orta Doğu'daki güçler var. Bütün bunların üstüne Türkiye ayaklarının üstünde durabilen bir ülke haline geldi, güvenilir bir dost ülke haline geldi. Ülkenin ordusundan dolayı düşmanlar korkmalı ve bizler de hep birlikte sevinmeliyiz. Onun için de ordumuz, kendi içinde bulunan çürük yumurtaların hepsini temizlemeli. Bu darbeci zihniyetten ordumuz kurtulmalı ve Türkiye artık bunları konuşmaktan çıkmalıdır'' diyerek sözlerini tamamladı.