TURUNCULU KADINLAR

Değişik meslek guruplarına mensup 18 kadın ülkemizde ve ilimizde kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete tepki göstermek maksadı ile ´Kadına Şiddete Hayır, Susma Türkü Söyle´ sloganı çevresinde bir araya gelip önce Turuncu Fular taktılar ardından seslendirdikleri türkülerle şiddeti ve şiddet eğilimli insanları lanetlediler?.
´Kadına şiddete hayır, susma türkü söyle´ sloganı bir araya gelen çeşitli meslek gurubuna mensup 18 yürekli kadın, ülkemizde ve ilimizde kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete tepki göstermek maksadı bir araya gelip tepkilerini türkülerle dillendirdiler?.
Şiddet karşıtı bu 18 yürekli bu yıl kadına yönelik şiddet etkinliklerinde farkındalık rengi olarak belirlenen turuncu fular takarak türküleri ile hemcinslerine arka çıktılar?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği´nin koordinatörlüğünde yürütülen, ´Kadın ve Kız Çocuklarına Şiddete Son´ etkinlikleri kapsamında Abdullah Gül Üniversitesi ve Kadın İşbirliği Geliştirme Derneği KİGDER´in öncülüğünde güçlerini birleştiren 18 yürekli kadın AGÜ Konferans salonunda gerçekleştirilen etkinlikte türküleri ile hayatı güzelleştirmeye çalışırken aralarında, doktor, gazeteci, sanayici, bankacı ve ev kadını gibi değişik mesleğin gücünü oluşturdukları koronu repertuvarına aksettirdiler?
´Çemberimden gül oya´, ´Altın hızma mülayim´, ´Hey On beşli´, ´Kırmızı gül demet demet´, ´Gelevera Deresi´ gibi Anadolu´nun farklı yörelerinden seçilmiş türkülerini seslendiren 18 yürekli kadın, kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık oluşturmak istediklerinin altını çizip herkesi bu uğurda yol arkadaşı olmaya davet ettiler?.
18 yürekli kadın ayrıca bu yıl kadına yönelik şiddet etkinliklerinde farkındalık rengi olarak belirlenen turuncu fular takarak etkinliğe görsel zenginlik katmayı da ihmal etmediler?..
Kısa adı KİGDDER olan Kadın İşbirliği Geliştirme Derneği Başkanı Sema Karaoğlu, etkinlikle ilgili olarka yaptığı değerlendirmede yasaları değiştirmenin, kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri önleyemediğini vurgulayarak şunları kaydetti? .. "Öncelikle zihniyetimizi değiştirmemiz gerekiyor. Kadına cinsiyetçi bakış açısı değişmeli, kadına bir meta bir mal muamelesi yapılmasından vazgeçilmeli. Bunun için toplumda konu ilgili olan tüm kurumlardaki kişiler gerekli şekilde eğitilmeli, kadına şiddete yönelik davranış önleme yolları kağıt üstünde kalmamalı, gerçekten uygulanmalı. Toplumun en savunmasız kesimi olan kadın ve çocukların yaşam haklarına yönelik suçlarda ceza indirimi veya mahkemede kravat takıp takım elbise giydi ellerini önünde bağladı diye iyi hal indirimi uygulanmamalıdır. Özgecan Aslan davası birçok STK´nın, hukukçunun izlediği toplumun büyük bir kesiminin takip ettiği bir davaydı. Sonuçlandı, sanıklar ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırıldı ve ceza indirimi olmadı. Bu kararın örnek olmasını diliyorum, bu tarz kararlar şiddete caydırıcılığı arttıracak kararlardır. Bu salondan çıkarken bence hepimizin unutmaması gereken çok önemli bir şey var. Şiddet bir gün kendi başımıza veya kızımızın, veya kız kardeşimizin, veya eşimizin veya annemizin başına gelebilir. O halde şiddete uğrayan kadına müdahale ve yardımda duyarlı olalım."
HABER: C.USTEN