Bütün şiirlerin, şarkıların mutlaka bir hikâyesi vardır. Okurken duygulandığımız bir şiir, dinlerken bizi başka âlemlere götüren bir şarkı, bir şairin, bir bestekârın ruhunda iz bırakan bir hadisenin bize ulaşan bir çığlığıdır. Şiirlerin, şarkıların en güzeli, en duygulu olanları hep sevgi üzerine yazılmıştır. Sevgiden bahseden bir şiiri veya şarkıyı dinlerken hep bir sevgiliye hitap ettiği düşünülür veya öyle sanılır. Bestekâr Ali Şenozan bakın ne diyor. ”Dünyadaki sevgilerin en güzelini herkes kadın sevgisi zanneder. O da güzeldir ama dünyadaki en güzel sevgi evlat sevgisidir. Bir gün bir yemek sırasında programı bitirmiştim yukarıya çıktım. Mehmet Erbulan saçı sakalı bir birine karışmış, kan çanağı içinde bir göz ve titreyen bir sesle, al baba, bu benim yavrumun son hatırası dedi. Apıştım kaldım. Aldık hikâyeyi (güfte) elimize ama nedir ne değildir diye bakarken arkadaşlar, “Sorma Ali ağabey, çocuğu 15 gündür komada” dediler. İşte bu beste bu yüce sevginin bestesidir.”
GİTME GÜZELLER GÜZELİ
Beni bırakıp burada
Gitme güzeller güzeli
Ermeden daha murada
Gitme güzeller güzeli
Garip gönlümün maralı
Gözyaşlı gönül karalı
Bırakıp beni yaralı
Gitme güzeller güzeli
Zeytin gözlüm melek yüzlüm
Tatlı dillim şirin sözlüm
Sürmelim sevgilim nazlım
Gitme güzeller güzeli
Gelmeden yolun ucuna
Ne dedim gitti gücüne
Dayanamam bu acına
Gitme güzeller güzeli