İDRİS YAVUZ


YELKENLERİ İNDİRİP, GEÇMİŞTEN İBRET ALMAK GEREKİR

İDRİS YAVUZ


 

Siyasilerin şu üç günlük dünya menfaati için gönül kırmalarına ve hırçınlık yapmalarına değer miydi? 

Kendilerinden hiç beklenmedik ulu orta birbirlerine iftira atmaları, kumpas ve hakaretleri emin olun insanlarımızı çok üzdü.

Yedi düvele karşı mücadele veren Çanakkale ruhuyla milli mücadele savaşlarında kurtuluş destanı yazan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını çizen bir milletin huzurunu bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. 

Üzülerek ifade edeyim ki, 60 ihtilali, 12 Eylül ve FETÖ kalkışması gibi zor günlerde tek yürek olan bu milletin evlatları nasıl böyle acımasız bir şekilde birbirlerine hakarete varan sözler sarf edip iftira ederek, yâ da rüşvetle oy kazanma yollarını mubah görme yollarını tercih ediyorlar?

Yarın ülkemize hain bir saldırı olsa yine birlik, beraberlik, kardeşlik ruhuyla, yine aynı cephelerde omuz omuza çarpışacağız. Aramızda böyle bir bağlılık varken bu ülke neden gereksiz bir şekilde gerginliğe sürükleniyor?

İçeriden ve dışarıdan bizi bölüp parçalamaya çalışanlar her zaman olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Önemli olan onlara bu fırsatı vermemektir. Cennet ülkemizi cehenneme çevirmeye karşı her zaman uyanık olmalıyız. 

İslamiyet, renkleri dilleri ve kökenleri ayrı olan insanları bile birleştirmiş, kin ve düşmanlıkları ortadan kaldırarak insanlığa huzur ve barışı getirmiştir.

Bu gün Anadolu’nun sınırları ateş çemberi altındadır. Bu dönemde daha çok birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Bu sadece millî bir görev değil, aynı zamanda “Bölünüp parçalanmayınız. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” diyen bir inancında gereğidir.

Çünkü on dokuzuncu asırda düşmanın entrikaları ve bizim de gafletimiz sonucu, içten birlik ve beraberliğimiz bozulmuş, Osmanlı İmparatorluğu kan kaybetmiş, Haçlı intikamıyla; Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu’da bölünmeler olmuştur. Bugün de Orta Doğu’da cereyan eden gelişmeler aynı mantığın sonucu değil midir?

Milli şairimiz Akif; “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Derken,

Arif Nihat Asya; "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır! Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diyor.

Sorumluluk taşıyan kimseler bu gün kibir ve gururu bırakıp birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Çünkü Anadolu toprakları dünyanın en güzel coğrafyasında ve en stratejik noktasında yer almaktadır.

Bu nedenle dünyanın süper güçlüleri ülkemizi hiçbir zaman rahat bırakmayacaklar. O halde boş yere inat edip direnmektense yelkenleri suya indirelim ve geçmişimizden ibret alıp aynı hatalara bir kez daha düşmeyelim. 

Bakınız tarihi bir anekdotta; Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u almak için Anadolu Hisarı’nın karşısında Rumeli Hisarını yaptırır. Gayesi Bizans’ın Karadeniz’den gelecek yardımların yolunu kesmektir. Rumeli Hisarına büyük toplar yerleştirdikten sonra. Firüz Ağa komutanlığında buraya Beş yüz kadar da Yeniçeri askerini görevlendirir.

Çünkü Hisar önünden geçen her gemi yelkenlerini indirip durmaya, taşıdığı yükün ne olduğunu bildirmeye, vergisini vermeye mecburdur. 

Bu emre uymayan Ceneviz yelkenlisi yoluna devam edince uyarı niteliğinde atılan topa da aldırış etmezler. Yelkenlinin tepesine bir gülle atılır. Hisar komutanı Firuz Ağa yanındaki Yeniçeriye; 

“Asi, laf dinlemez gemiden ne haber?” deyince Yeniçeri; “Yelkenler suya indi ağam!” der. Bu olay ‘yelkenleri suya indirmek’ olarak Türkçemize girmiş ve bu cümle ‘inadını terk edip, yola gelme’ anlamında kullanılmıştır. 

Son günlerde siyasilerimiz, birbirleriyle didişmekten vazgeçmeli; yüksekten atıp tutmayı bırakmalı yelkenleri suya indirip hoş görüyle vatandaşın sorunlarına çare aranmalıdır. 

Çıkar için yangına su yerine benzin dökenlerin vebalı çok ağır olur. Bu nedenle geçmişten ibret alıp, yelkenleri suya indirmek gerekir.