Av. Akpınar: "Evde kalan eş ev işlerini halletmelidir”
Barosu avukatlarından Emir Akpınar; ev işlerine gerekli özenin gösterilmemesi hali ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek bir durum olarak kabul edildiğini ifade ederek, "Burada ev işlerinden kasıt klasik anlamda temizlik, çocuklar ile ilgilenmek, ev düzenini sağlamak bakımından çamaşır-bulaşık gibi işler ile, yemek yapmak gibi işler olarak sayılabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Kanunda düzenleniş itibariyle boşanma sebepleri özel ve genel boşanma nedenleri olarak iki grupta toplandığını aktaran Avukat Emir Akpınar şu bilgileri paylaştı "Özel boşanma nedenleri daha anlaşılabilir, daha somut ve şartları itibariyle açıkça düzenlenmişse de genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelden sarsılması ise etkisi bakımında nispi, şartları bakımından değerlendirilmesi gereken niteliktedir. Nispi olmasının temel sonucu ise evliliği temelden sarsan olayın varlığının kanıtlanmasının hakimin boşanma kararı vermesi için yeterli olamamasıdır. Bunun yanında ortak hayatın sürdürülebilmesinin artık eşlerden beklenilemez olması zorunlu unsurdur. Bu ortak hayatın sürdürülebilmesinin eşlerden beklenilemeyecek olduğuna ilişkin unsurun varlığının tespiti ise hakimin takdir yetkisindedir. Kanunda açıkça şu eylemler evlilik birliğini temelden sarsar gibi bir düzenleme mevcut değil. Böyle bir tahdidi sayımın olmaması sebebiyle evlilik birliğini temelden sarsan eylemlere ilişkin doktrin ve mahkeme içtihatlarıyla şekillenen bir kabul söz konusu. Ancak istisnaları olmakla birlikte bu kabuller her davada mutlak boşanma sebebi olarak kabul edilemeyecektir, bunu da belirtmek isterim. Her boşanma davası özelinde evlilik birliğini temelden sarstığı iddia edilen olayların değerlendirilmesi gerekmektedir. Örnek vermek gerekir ise Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu kararlardan birinde kadının ev işlerine gerekli özeni göstermemesi hali ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek bir durum olarak kabul edilmiştir. Burada ev işlerinden kasıt klasik anlamda temizlik, çocuklar ile ilgilenmek, ev düzenini sağlamak bakımından çamaşır-bulaşık gibi işler ile, yemek yapmak gibi işler olarak sayılabilir. Ancak bu anılan kararda her boşanma davasın emsal teşkil etmeyecektir. Zira Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma Hakkı ve Ödevi başlıklı 49. maddesi açıkça 'Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır'. Anılan maddeden de anlaşılacağı üzere çalışmak herkesin hakkı ve ödevidir. Kadın ve erkek açısından hiçbir fark gözetilmeden ilgili düzenleme yapılmıştır. Bu çerçevede kadının aktif bir çalışma hayatının söz konusu olup olmadığının değerlendirilmesi de gerekmektedir. Aktif bir çalışma hayatı olan, ev ekonomisine katkı sağlayan ve buna rağmen asgari şartlarda ev işlerine yardım eden kadın açısından ev işlerine zaman ayırmamak boşanma nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Ya da eşlerden biri çalışıyor diğeri evde kalıyorsa cinsiyet ayırt etmeksizin evde kalan eş ev işlerini halletmek konusunda çaba sarf etmelidir. Kadın çalışıyor, erkek evde ise erkek de ev işlerinde yardımcı olmalıdır. Zira eşlerin birbirlerine yardımcı olmaları, hem bir yükümlülük hem de aile olmanın gereğidir. Türk Medeni Kanunu itibariyle de eşlerin birbirine yardımcı olması gerektiği kanuni bir zorunluluktur"
Güven sarsıcı davranışların da evlilik birliğini temelden sarsar mahiyette olduğunu sözlerine ekleyen Avukat Emir Akpınar sözlerini şöyle noktaladı "Yine Yargıtay kararlarındaki kabul doğrultusunda sık sık evi terk etmek veya eşi evden kovmak evlilik birliğini temelden sarsan eylemlerdendir. Ancak eşlerden birinin diğer eşe karşı fiziksel-psikolojik-ekonomik şiddet uygulaması karşısında can güvenliği itibariyle tehlikede olan eşin diğer eşi evden uzaklaştırması ya da kendisinin evden uzaklaşması boşanmada kusur olarak kabul edilemeyecektir. Durumun şartları itibariyle boşanma sebebi olarak sayılıp sayılmayacağının değerlendirilmesi gerekli kararlar yanında bir de somut durumda olay itibariyle dış dünya da yansıması farklı olsa da boşanma sebebi olarak evlilik birliğini temelden sarstığı kabul edilen eylemler de söz konusudur. Yine örnek vermek gerekir ise Yargıtay kararlarındaki kabule göre güven sarsıcı davranışlar evlilik birliğini temelden sarsar mahiyettedir. Güven sarsıcı davranıştan ne anlaşılması gerektiği yine ucu açık ve somut durum özelinde değerlendirilmesi gerekli bir kavram olmakla birlikte içtihatlar çerçevesinde güven sarsıcı davranışlara örnek mahiyette eylemler sayılmaktadır. Eski sevgilisi, eski nişanlısı, eski eşi ile görüşmek, karşı cinsten birisiyle el ele tutuştuğunun görülmesi, eski sevgilisini unutamadığını söylemesi, fotoğrafını saklaması, araştırması, karşı cinsten birisiyle oturduğunun görülmesi, sosyal medya platformlarında kendisini bekar olarak tanıtması, başka birisiyle ilişkiye açık olduğuna ilişkin paylaşımlarda bulunması, iletişim araçları ile karşı cinsten kişiler ile mesajlaşmalar, mutad olmayan telefon görüşmeleri ya da olağan olmayacak şekilde sık görüşmeler. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Yine emsal olması açısından evlilik birliğini temelden sarstığı kabul edilen nedenlere eşini sevmediğini söylemek, karşılıklı hakaret etmek, kayınvalide ve kayınpederin eşine kötü davranmasına engel olmamak, ayrı ev kurmamak, aşırı borçlanmak, kumarbazlık, eve haciz gelmesine neden olmak, cimrilik, evin maddi ihtiyaçları ile ilgilenmemek, işe gitmemek, eşinin çalışmasına izin vermemek ve daha artırılabilecektir"