BEL FITIĞI OLANLAR DİKKAT!
DOÇ. DR CÜNEYT GÖÇMEZ: "BEL FITIĞINDA BİLİM DIŞI UYGULAMALAR FELCE YOL AÇABİLİYOR"
Acıbadem Kayseri Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Göçmez, ameliyata gerek olmadan kolayca tedavi edilebilecek olan bel fıtığının bilim dışı uygulamalar nedeniyle çok ciddi hale geldiğini belirterek, “Bel fıtığına bağlı ciddi problemlerle gelen hastaların büyük çoğunluğu öncesinde bilim dışı uygulamalara başvurmuş oluyor. Aslında yatak istirahati ve fizik tedavi gibi basit yöntemlerle geçebilecek olan sorun, yapılan hatalı uygulamalar nedeniyle ameliyat gerektirecek boyuta ulaşabiliyor, hatta hastanın felç kalmasına yol açabiliyor" dedi.
Hareketten uzak yaşam tarzı, sigara bağımlılığı ve obezitenin artması, bel fıtığı sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bel fıtığı tedavisi için doktor yerine halk arasında 'sınıkçı' olarak bilinen kişilere ya da bilimsel olarak kanıtlanmamış alternatif yöntemlere başvurulması, felç gibi ciddi sorunların oluşmasına neden olabiliyor. Oysa başlangıç dönemindeki bel fıtıkları görülen hastaların küçük bir kısmı, ilk üç haftada istirahat ve medikal tedavi ile iyileşebiliyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Göçmez, ameliyata gerek olmadan kolayca tedavi edilebilecek olan bel fıtığının bilim dışı uygulamalar nedeniyle çok ciddi hale geldiğini belirterek “Bel fıtığına bağlı ciddi problemlerle gelen hastaların büyük çoğunluğu öncesinde bilim dışı uygulamalara başvurmuş oluyor. Aslında yatak istirahati ve fizik tedavi gibi basit yöntemlerle geçebilecek olan sorun, yapılan hatalı uygulamalar nedeniyle ameliyat gerektirecek boyuta ulaşabiliyor, hatta hastanın felç kalmasına yol açabiliyor” diyerek uyarılarda bulundu. Göçmez, "Bel fıtığı, omurgayı oluşturan kemikler arasındaki kolajen disklerde meydana gelen hasara bağlı olarak gelişiyor. Bacaklarda veya ayaklarda karıncalanma-uyuşukluk hissi, kas güçsüzlüğü, hareket ederken zorlanma, erkeklerde iktidarsızlık sorunu, bacağa vuran ağrılar, çabuk yorulma, denge kaybı ve idrar tutamama gibi belirtiler, bel fıtığını işaret edebiliyor. Vücudun hareketini ve esnekliğini sağlayan bu disklerin içindeki çekirdek kısmın dışarı çıkmasıyla oluşan fıtığın zamanla siniri sıkıştırmaya başladığını anlatan Doç. Dr. Göçmez, “Hastanın öyküsü ayrıntılı bir şekilde alınıyor. Çünkü ağrının ne zaman başladığı, hastanın uyguladığı tedaviler önemli. Yapılan muayene ve MR sonuçlarına göre fıtığın sinire yaptığı baskı, ağrının şiddeti, hareket kaybı olup olmaması, ilaçlara cevap gibi etmenlere göre hasta değerlendiriliyor. Ayrıca bel fıtığı şikayetlerini destekleyen radyolojik görüntüleme sonuçları da titizlikle alınan hasta öyküsünü destekler nitelikteyse tanı konuyor” dedi. Halk arasında bel fıtığının masaj ya da benzeri yöntemlerle iyileşebileceğine dair inanışların bulunduğunu, ancak bel fıtığına dışarıdan müdahale etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Göçmez, "Fıtığı oluşturan et parçası sinirin altında, sinir ise kemiğin altında ve bu kemiklerde kas ve yağ dokusunun altında bulunur. Bu nedenle dışarıdan fıtığı hissetmemiz, yerini hareket ettirmemiz, fıtığı eritmemiz ve yerine yerleştirmemiz mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Kimi zaman fıtıklar doğal iyileşme süreci izleyerek küçülebiliyor. Bu durumu “Fıtık oluştuktan sonra vücudun kendi ürettiği mekanizmalar sayesinde fıtık suyunu kaybedip küçülebiliyor. Bu doğal bir iyileşme süreci bazı hastalarda yaşanıyor. Yani bazen hastalarımızda kendiliğinden, medikal yöntemlerle bir düzelme olabiliyor” diye açıklayan Göçmez, bu düzelmelerin genellikle ilk üç hafta içinde gerçekleştiğini belirtti. Hastaların bu iyileşmenin tıp dışı uygulamalara bağlı olduğunu düşündüğünü söyleyen Göçmez, “Oysa iyileşme vücudun kendi mekanizmaları sayesinde meydana geliyor. Bu nedenle bel fıtığı belirtileri ile gelen hastalara ağrının ne kadardır devam ettiğini sorarız" dedi. Bel ağrısı ile gelen hastalarda çoğunlukla bu ağrı bel fıtığından kaynaklanmadığını, cerrahi müdahaleler için ise “fıtığın sinire yaptığı baskı nedeniyle hastanın bacaklarında veya ayaklarında kuvvet kaybı yaşaması, medikal tedaviye rağmen şiddetli ağrının devam etmesi ve idrar kaçırma' gibi parametrelerin dikkate alındığını kaydeden Doç. Dr. Cüneyt Göçmez, "Bel fıtığının ileri evrelerinde hastalarda bel ağrısı olmaz. Hasta bacak ağrısıyla gelir. Ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 95’i bacak ağrısıyla gelen ve bel ağrısı olmayan kişiler. Yani bel ağrısı yaşayan hastaların büyük bir çoğunluğunun sorunu aslında bel fıtığı olmuyor. Mekanik bel ağrısı, kas spazmı ya da dejeneratif problemlere bağlı ağrılar gelişebiliyor. ‘Bel fıtığı oldum galiba’ diye gelen hastalarda omurgada, omurilikte başka sorunlar hatta tümör bile görülebiliyor” diye konuştu.