"Kayseri´nin denizi" olarak bilinen Yamula Barajı´na tekneleriyle açılan balıkçılar, tuttukları balıkları satarak geçimlerini sağlıyor
Balıkçı Mustafa Küçükşahin:
"Bizim arazimiz, bağımız, bahçemiz, küçükken koşup oynadığımız yerler baraja gittiği için bu işe ilk olarak hobi amaçlı başladık. Sonradan ticarete dönüştü"
Sami Karakurt:
"Çoğu tarım arazisi su altında kaldığı için buradaki köylüler ve gençler, balıkçılık yapmaya başladı. Balıkçılık son yıllarda güzel para kaynağı oldu"
"Kayseri´nin denizi" olarak nitelendirilen Yamula Baraj Gölü´ne yılın belli dönemlerinde tekneleriyle açılan balıkçılar, bozkırın ortasındaki gölde avladıkları tonlarca balıkla geçimlerini sağlıyor.
Kent merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Yamula Baraj Gölü´nde, Tarım ve Orman Bakanlığı izniyle belirli zamanlarda balık avlayan bölge halkı, bozkırın ortasında kendilerine önemli bir gelir kaynağı olan balıkçılıkla geçiniyor.
Günün ilk saatlerinde güne "merhaba" diyen balıkçılar, gümüş balığı sezonunda bölgeye kurdukları çadırlarda kahvaltılarını yaptıktan sonra avlanmak için hazırlıklara başlıyor.
"Vira bismillah" diyerek tekneleriyle baraja açılan balıkçılar, kürek sesleri eşliğinde güneşin doğuşunu izleyip ağlarını suya bırakacak yerleri arıyor.
Balıkçılar, günde ortalama 15 kez attıkları ağlarla topladıkları balıkları, Yamula Su Ürünleri Kooperatifine satarak geçimini sağlıyor.
Balıkçı Mustafa Küçükşahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyleri su altında kaldığı için yaklaşık 15 yıldır balıkçılık yaptığını söyledi.
Eskiden çiftçilikle uğraşırken şimdi balıkçılıkla geçimini sağladığını belirten Küçükşahin, şunları kaydetti:
"Barajın yapılmasıyla köydeki arazilerimiz, bağımız, bahçemiz gittiği için balıkçılığı önce oltayla yaptık fakat daha sonra ticarete dönüştü. O yüzden ticaretini yapıyoruz. Sabah 05.00 gibi kalkıyoruz kahvaltımızı yapıp baraja çıkarak kısmetimizi arıyoruz. Burada çadırlarımız var. Kahvaltıdan sonra ´vira bismillah´ diyerek ekmeğimize bakıyoruz. Barajda dolaşıp balık arıyoruz. Yakaladığımız balıkları buraya getirip yükleme yapıyoruz. Fırtına, dalga, dümen hepsi oluyor. Yeri geliyor 4-5 saat gittiğimiz oluyor. Eğer bulamazsak bu akşama kadar da sürüyor. Hava şartlarının da el vermediği oluyor. Balıkçılık işi zor, ´rastgele´ deyip çıkıyoruz."
"Güzel para kaynağı oldu"
Balıkçılıkla sonradan tanıştıklarını anlatan Küçükşahin, "Bizim arazimiz, bağımız, bahçemiz, küçükken koşup oynadığımız yerler baraja gittiği için bu işe ilk olarak hobi amaçlı başladık. Sonradan ticarete dönüştü. Tabi ekmek parası için mecbur kaldık. Buraya alıştığımız için şehirde, fabrikalarda falan da çalışamıyoruz." diye konuştu.
Sami Karakurt da Yamula Barajı´nın köylüler için önemli bir geçim kaynağı olduğunu dile getirdi.
Bölge haklının yıllar sonra tanıştığı balıkçılıkta artık profesyonelleştiğini vurgulayan Karakurt, şunları kaydetti:
"Çoğu tarım arazisi su altında kaldığı için buradaki köylüler ve gençler, balıkçılık yapmaya başladı. Balıkçılık son yıllarda güzel para kaynağı oldu. Gümüş balığının ticareti, sezon açıldığında ise sazan, levrek ve yayının olmasından dolayı balıkçıya geçim kaynağı oldu. Özellikle gümüş balığı zamanında güzel bir kazanç elde etme imkanı oluyor. Gümüş balığı döneminde buraya gelip yaklaşık 45 gün çadır kuruyoruz. Balıkçılarımız sabah 05.30 gibi çıkıyorlar, öğlen saatlerinde de gelip kamyona tuttukları balıkları teslim edip tekrar ikinci avcılığa çıkıyorlar. Akşam üzeride tekrar gelerek yine tuttukları balıkları teslim ediyorlar. Çalışma şartları çok zor. Balıkçılarımız, manyat dediğimiz ağlarımızı günde 15 kez çekiyor, akşama kadar çalışıyorlar."