Yapılan açıklamaya göre, cilt kanseri dünyada en sık rastlanan kanser türlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Erken tanı sayesinde yüksek oranda tedavi edilebilen cilt kanserinde belirtilerin göz ardı edilmesi, tanı sürecinin gecikmesine yol açabiliyor.

Cilt kanserinin erken fark edilebilmesi için kişinin cildini düzenli aralıklarla kontrol etmesi, değişiklikleri fark edip uzmana başvurmasının önemli olduğu vurgulanıyor.

Cilt kanseri genellikle ultraviyole ışınları yüzünden ortaya çıkıyor

Açıklamada görüşlerine yer verilen Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oskay, Cilt Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.

Oskay, derideki bir kabartı veya lekenin yavaşça büyümesi, şeklinde ya da renginde değişiklik olması veya iyileşmeyen izole yaraların mutlaka dermatoloji uzmanı tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti.

Düzensiz atipik şekilli, renk alacası içeren ve büyük çaplı benlerin de cilt kanseri riski açısından değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Oskay, şu ifadeleri kullandı:

"Cilt kanseri genellikle, güneşin deriye nüfuz eden ve yıpratan zararlı ultraviyole (UV) ışınları yüzünden ortaya çıkıyor. En önemli risk faktörü zararlı güneş ışınlarıdır. Bu kanserler ilerleyen yaşla birlikte daha sık görülse de çok fazla güneşe maruz kalan ve sık solaryuma giren gençlerde de risk artıyor."

Oskay, açık tenli, yoğun çilli ve güneş sonrası bronzlaşamayıp kızarma eğilimi olan kişilerin de risk grubunda olduğunun altını çizerek, "Özellikle çocukluğunda çil öyküsü olan ya da sık veya aralıklı şiddetli güneşe ve karsinojenlere maruz kalanlarda erişkin çağda deri kanseri oluşması daha çok görülür. Ailede deri kanseri öyküsü varlığı, albinizm gibi kalıtsal deri hastalığının olması, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanılması da riski artırmaktadır." bilgisini paylaştı.

Deri kanserinin erken belirtilerinin genellikle ciltte gözle görülebilen değişikliklerle ortaya çıktığını anlatan Oskay, belirtilerin ciddiye alınması gerektiğini aktardı.

Oskay, "Bir kabartı ya da lekenin zamanla büyümesi, şeklinde veya renginde değişiklik olması, bir aydan fazla sürmesi durumunda mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. İyileşmeyen izole yaralar da dikkate alınmalıdır." ifadelerini kullandı.
 

Kontroller yılda bir kez düzenli olarak dermatoskopi ile yapılmalıdır

Oskay, benlerdeki değişimin erken fark edilebilmesi için kişinin kendi derisini düzenli aralıklarla kontrol etmesinin önemini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Beninde değişim fark eden kişi, en kısa zamanda dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Yanı sıra ben kontrolleri yılda bir kez düzenli olarak dermatoskopi ile yapılmalıdır. Riskli bireylerde ise kontroller daha sık yapılmalıdır. Yüz ve vücuttaki pigmente lezyonlara dermatoskopik inceleme yapılmadan lazer veya diğer cerrahi uygulamalar yaptırılmamalı ve kuşkulu lezyonlarda mutlaka dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır."

Doğrudan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçının

Güneşten korunmanın, cilt kanserine karşı alınabilecek en etkili önlemlerden biri olduğunu vurgulayan Oskay, şu uyarılarda bulundu:

"Güneş ışınlarının en dik geldiği saatler olan 10.00-16.00 arasında doğrudan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçının. Gölge alanlarda kalmaya özen gösterin. Açık ve güneşli günlerin yanı sıra bulutlu havalarda da UV ışınlarının yüzde 80'inin yeryüzüne ulaştığını unutmayın. Normal pencere camları UVB ışınlarını engellerken, UVA ışınlarına karşı koruma sağlamaz. Bu nedenle iç mekanlarda da dikkatli olunmalıdır. Yıl boyunca hem UVA hem de UVB'ye karşı koruyucu, en az 30 faktörlü güneş koruyucular düzenli olarak kullanılmalıdır. Geniş kenarlı şapkalar, uzun kollu kıyafetler ve tam UVA-UVB filtreli güneş gözlükleri de etkili koruma sağlar."

Oskay, cilt kanserinin diğer birçok kanser türüne göre daha yüksek tedavi başarısına sahip olduğunu belirterek, tedavi başarısında en önemli koşulun erken tanı olduğunun altını çizdi.