Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, oda olarak coğrafi işaret tescilini aldıkları ürünlerle gastronomi turizmine katkı vermek istediklerini kaydetti .
Yerel damak tadına ve yerel kültüre sahip çıkmak istediklerini vurgulayan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “Biz öncelikle coğrafi işaretli ürünlerimize kıymet veriyoruz. Coğrafi işaretli ürünlerimize sahip çıkmamızın sebebi, kültürümüze ve yerelimize sahip çıktığımızın da bir göstergesi. Aynı zamanda dünyada coğrafi işaretli ürünlere de müthiş bir talep var. Bundan geri kalmamak, gastronomi turizmine katkı sağlamak için Ticaret Odamız bünyesinde de 2002 yılında aldığımız Kayseri Pastırması, sucuk ve mantının dışında da 2021 yılında da başvurusunu yaptığımız yerel lezzetlerin içerisinde 12 tane daha coğrafi işaretli ürün kazandırdık. Bunlar da Kayseri yağlaması, Kayseri katmeri, tandır böreği, Kayseri nevzinesi, Kayseri yağ mantısı, Kayseri tepsi mantısı, Kayseri fırın ağzı kebabı ki bu çok meşhur bir yemektir. Bunlarla beraber Kayseri gül baklavasının da coğrafi işaret tescilini aldık. Odamızın coğrafi işaretli ürün tescil sayısını 12’ye çıkararak şehrimize kazandırmış olduk. Yine tescilini aldığımız Kayseri çemeni, Kayseri sucuk içi ve Kayseri börek aşı da tescil kurumunda süresini bekliyor. İnşallah onları da alacağız ve onlarla beraber de Kayseri’nin coğrafi işaretli ürün sayısını arttıracağız. Geçenlerde biliyorsunuz Develi’de ata tohumu olan gacer de coğrafi işaret tescilini almış oldu. Hayırlı olsun diyoruz. Dünyanın bu yöne gittiğini gördüğümüz zaman burada müthiş bir pasta var, pazar var. Bu pazardan da geri kalmamak için biz yine Kayseri’nin yereline sahip çıkma, yerel damak tadına, yerel ürünlerimize de yine tescil başvurularımız devam edecek. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Başkan Gülsoy sözlerinin devamında artık insanların gittikleri yerlerde damak zevkine baktıklarını ve bu yönde çalışmalarının devam ettiğinin altını çizerek “Artık insanlar biliyorsunuz eskisi gibi değil. Gelişen, değişen ve dönüşen bir dünya üzerinde yaşıyoruz. Bundan 30-40 yıl öncesine kadar insanlar gezmeyi pek bilmezdi ama şimdi artık tatil yerlerine gittikleri zaman ilk dikkatlerini çeken insanların damak tadı oluyor. Damak tadında da gastronomi turizmi ön plana çıkıyor. Kayseri biliyorsunuz ki 6 bin 500 yıllık geçmişi olan bir şehir. Yani yıllar boyunca bütün kavimlerin dikkatini çekmiş, cazibe merkezi olan, gelişmiş bir şehir. 4 bin 500 yıl öncesini de Kültepe Kaniş Karum’dan çıktığını, buranın bir ticaret merkezi olduğunu görüyoruz. 326 yıl önce Evliya Çelebi dünyayı gezerken de Kayseri üzerinde çok önemli damak zevkinin olduğunu, Kayseri’nin pastırma ve sucuğunun olduğunu da o zamandan beri görüyoruz. Hatta kitabının bir sayfasında payitahtta bile bu güzel baharatlı Kayseri pastırması hediye olarak giderdi diyor. Yani önemli kişilere de pastırma gittiğinden bahsediyor. Şimdi insanların turizm açısından gittikleri yerlerdeki bu coğrafi işaretleri ve gastronomi üzerindeki damak zevklerine baktığımız zaman iz bırakıyorsunuz. O yüzden biz buna çok önem veriyoruz ve turizmimize de müthiş katkılar sunacağına da inanıyoruz. Bu sebeple de çalışmalarımız devam ediyor. Can boğazdan gelir derler ya biz de insanlarımıza o damak zevkini vermek için tarih boyunca istila görmüş olan bir şehirdir ki bütün kavimlerin de kültürünü almış ve her kavmin de yöresel lezzetlerini, ürünlerini burada bırakmış. Biz de gün yüzüne çıkarmak için çaba gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.