İL MÜFTÜSÜ DOÇ.DR. ŞAHİN GÜVEN,

?YERLEŞİM YERLERİNDE ÖNCE CAMİLER İNŞA EDİLMELİDİR! ?

Yaşam 7.10.2017 14:14:09 0
İL MÜFTÜSÜ  DOÇ.DR. ŞAHİN GÜVEN,
Haberi Sesli Oku

?YERLEŞİM YERLERİNDE ÖNCE CAMİLER İNŞA EDİLMELİDİR!?

İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, Kocasinan İlçe Müftülüğü tarafından ?Camiler ve Din Görevlileri Haftası? münasebetiyle bünyesinde çalışan İmam Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur´an kursu öğreticilerine  yönelik  olarak  tertiplenen programa  iştirak etti... Etkinlikte konuşan Güven  ?Yeni  yerleşim yerlerinde önce camiler inşa edilmelidir? değerlendirmesinde  bulundu?

Ahmet İnci Camii´nde gerçekleştirilen  etkinlikte   Kocasinan İlçe Müftülüğü  bünyesinde görev yapan İmam Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur´an kursu öğreticilerine hitap eden İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven   ?Camiler ve Din Görevlileri Haftası? dolayısıyla bir araya geldiklerini ve Diyanet İşleri Başkanlığı´nın bu yılki ?Camiler ve Din Görevlileri Haftası? için belirlediği temanın ?Cami, Şehir ve Medeniyet?olduğunu belirttikten sonra, sözlerini şöyle sürdürdü:  ?Medeniyetlerin inşasında, ihyasında, temsilinde ve sonraki nesillere aktarılmasında şehirler önemli bir yer tutar. Medeniyetin izlerini, şehirlerden başka bir yerde bulamayız. Medeniyetlerin tasvirinde ve ortaya çıkışında şehirlerin önemi elbette yadsınamaz. Ama o şehirlerin en önemli medeniyet numunesi olan binalar ise ibadethanelerdir. Yani mescitler, camiler ve medreselerdir. Bugün o medreselerin muadili olarak Kur´an kurslarımız var elhamdülillah. Şunu iyi bilelim ki, atalarımız, bir yeri yerleşim merkezi haline getirmek istediklerinde işe, önce mescit ve camilerden başlıyorlardı. Şimdiler de ise tam tersinden başlanıyor; mahallelerde önce binalar inşa ediliyor ve sonra da burasının mescide, camiye ihtiyacı var denilerek hayırsever vatandaşların öncülüğüyle mescit ya da cami inşasına başlanıyor. İslam medeniyetinin hâkim olduğu yerlerde, önce mescit ve cami inşa edilirdi. Sonra onların yanına medrese, aşevi ve hamam dâhil edilirdi. Medeniyetimizde cami, medrese, aşevi ve hamam hep yan yanadır, hep bir aradadır. Kayseri´den örnek vermek gerekirse, Hunat Camii´ni dikkate alalım. Medresesiyle, hamamıyla ve şu an hayatta olmayan aşeviyle imar edilme maksadını yerine getiriyor.?

İl Müftüsü  Doç. Dr. Güven  sözlerinin   sonunda  yeni medeniyet inşası iddiasında bulunan Müslümanların, İslam mimarîsinden uzak olan şehirleri gözden geçirmekle yükümlü ve sorumlu olduklarını ifade ederek  ?Şehirlerin İslam mimarîsi ile bezenmesi için neler yapmalıyız peki? Öncelikle mimarlarımızı öyle yetiştirmeliyiz ki o mimarlar, taşa, toprağa, mekâna inançlarını nakşedebilmelidirler. Mimarlarımız, inanış olarak Müslümanlar ama ortaya koydukları eserlerin bu inançlarını resmettiğini maalesef söyleyemiyoruz. Evlerimiz öyle bir şekilde inşa edilir oldu ki, sadece çekirdek aileye hitap ediyor hale getirildiler. Anne ve babalara yerin olmadığı ev mimarîleri oluşturuluyor. Evlerimizin, hem anne ve babaların rahat edeceği hem de evin hanımının mahremiyetinin korunacağı tarz ve şekilde inşa edilmesi gerekiyor. Bütün bunlar için kafa yorulması lazım geliyor. Namaz kılan mimarlarımız var ama mimarisine namaz kıldıran mimarlarımız yok! Bu, bizler için oldukça önemli bir husustur.

Bizler, din görevlileri ve gönüllüleri olarak şehirlerin maddi imarlarını mimarlara bırakalım. Ancak o maddi imar işlerini üstlenen mimarları yetiştirecek olanların da bizler olduğumuzu unutmamalıyız. Camilerimize ve Kur´an kurslarımıza gelen evlatlarımızı Müslümanca ve taşa, toprağa İslam´ın ruhunu nakşedebilen mimarlar olarak yetiştirebilmeliyiz. Tıpkı Mimar Sinan´a ?güneşe namaz kıldıran mimar´ denildiği gibi bizlerin, sizlerin yetiştireceği çocuklar da bugünün Mimar Sinan´ları olarak aynı görevi en güzeliyle üstlenebilmelidirler.? Değerlendirmesinde  bulundu?


Haber Kaynak : KURUM BÜLTENİ