Kurban bayramında kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığının arttığını ifade eden Birkol, “Kurbanlık hayvan kesiminde uygun hijyenik koşullar sağlanmalı, bu koşullar sağlanmaz, veteriner kontrolü olmazsa salmonella, şarbon gibi hastalıkların bulaşma riski artar.” dedi.
Kurbanda kesilen etlerin kesinlikle hemen pişirilerek yenmemesi gerektiğini ifade eden Birkol, “Etin bekletilmeksizin aynı gün pişirilmesi, rigor denen ölüm sertliğini beraberinde getireceği için etin sindirimi çok zordur, hazımsızlık yapabilir ve sert olmasından dolayı pişirilmesi zordur. Dolayısıyla buzdolabında 1-2 gün bekletildiğinde tam yumuşama sağlanır ve etin lezzeti artar." diye konuştu.
KURBAN ETİ NASIL SAKLANMALI?
Birkol, kurban etlerinin saklanması ile ilgili şu önerilerde bulundu:
“Et büyük parçalar halinde değil, tek pişirimlik ve küçük parçalar halinde, kuşbaşı veya kıymalık olacak şekilde temiz poşetlerde saklanmalı. Buzdolabının buzluk kısmı veya derin dondurucu saklama için uygundur. -4 derecede 3-5 gün, -18 derecede 3 ay süre saklanabilir. Buzluktaki et pişirileceği zaman çözdürme işlemi kalorifer üzerinde, sıcak su altında değil, buzdolabının alt rafında yapılmalı. Çözdürülen et hemen kullanılmalı çünkü bekleyen veya tekrar dondurulan et zehirlenmelere neden olabilir.”
HANGİ ETLER TERCİH EDİLMELİ?
Birkol, yağlı etin doymuş yağ ve kolesterol içeriğinin fazla olması nedeniyle az yağlı veya yağsız et tercih edilmesi gerektiğine ve sakatat ve kuyruk yağı tüketilmemesine özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
DOĞRU PİŞİRME YÖNTEMİ İLE, ETİN BESİN DEĞERİNİ KORU
Eti pişirme yönteminin etin kalitesini doğrudan etkilemekte olduğunu ifade eden Birkol, etin lezzeti, kıvamı, kokusunun, vitamin - mineral içeriği ve tamamen pişirme yöntemiyle ilgili olduğunu söyledi. Birkol, “Kırmızı et içerdiği demir, magnezyum, çinko, fosfor, folik asit, B6 ve B12 ile iyi kaliteli hayvansal bir proteindir. Ancak doğru pişirme yöntemi tercih edilmezse besin ögesi kayıpları olur. Haşlama, ızgara veya fırın en sağlıklı pişirme yöntemidir. Kızartma veya kavurmadan özellikle kaçınılmalıdır. Etin ateşe doğrudan temasını sağlayacak pişirme yöntemleri kansorejen ögelerin oluşumuna neden olurken folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinde kayba yol açar. Etin içi ve dışı iyi pişmiş olmalı, çiğ kalması, hem sindirim sistemi parazitlerine hem de besin zehirlenmelerine neden olabilir. Etin gözle göremediğimiz yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle pişirirken ayrıca yağ eklenmemeli. Et hazırlamada kullanılan kesme tahtaları sebze ve meyve hazırlamada kullanılandan farklı olmalı. Çünkü çiğ et kesme tahtasına bulaşabilecek bakteriler ve toksinler çiğ tüketilecek salatayla sindirim sistemine geçer.” şeklinde konuştu.
Birkol, kurban bayramını rahat geçirmek için şu tavsiyelerde bulundu:
“Kurban Bayramı’nda midenin rahat etmesi, kan şekeri ve tansiyonun dengeli olması için az ve sık beslenmek çok yararlı olacaktır. Mutlaka 3 ana öğün,2-3 ara öğün yenmelidir. Sabah mutlaka güne kahvaltı edilerek başlanmalı, kahvaltı hafif ve her grup besin öğesini içerir nitelikte olmalıdır. Kebap, kuzu şiş, pirzolayı yavaş ve düşük ısıda pişirin. Mutlaka yanında çoban salata veya taze nane-maydanoz tüketin. Bol taze sebze ve kabuklu meyve tüketin. Kurbanlık hayvanların iç organları (sakatat) kolesterol ve yağ miktarları fazla olduğunda tüketilmesi önerilmemektedir. Etlerin çok yağlı kısımları tüketilmemeli, hayvanın iç yağları yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanılmamalıdır. Etler kavurma ve kızartma yerine buğulama, haşlama, ızgara yöntemleri kullanılarak pişirilmelidirler. Bayram günleri tükettiğimiz etin yanı sıra diğer yiyeceklere de dikkat etmeliyiz. Taze bir salata veya bir bardak taze portakal suyunun sofrada bulunması etteki demirin vücutta kullanılabilirliğini arttırır. Et yemeklerinin yanında servis edilen beyaz pilav glisemik indeksi (bir besinin kan şekerini yükseltme hızı) yüksek olması sebebiyle insülin ihtiyacını artıracaktır. Bu durum da başta şeker hastaları olmak üzere birçok kronik hastalığı olanlar için sakıncalıdır. Beyaz pilava alternatif sebzeli bulgur pilavı veya tam buğday ekmeği tercih edebiliriz. Bayramda kan şekerinde ani iniş ve çıkışlara neden olan tatlıların aşırı tüketiminden kaçınılmalı, İkram amaçlı sunulan ağır hamurlu tatlılar ve çikolatalar yerine, sütlü ve meyveli tatlıları tüketmek ve porsiyon miktarlarını az tutmak sağlıklı bir seçim olacaktır. Bayram ziyaretleri sırasında artan çay ve kahve tüketimi aşırı miktarlarda olduğunda uykusuzluk, kalp ritim bozuklukları, mide problemlerine sebep olabilmektedir. Bu tür içeceklerin tüketilen miktarlarına dikkat edilmelidir. Kolalı gazlı içecekler yerine ; ayran,taze sıkılmış meyve suyu tercih edilerek dengeli beslenme sağlanabilir. 2, 2 buçuk lt günde su tüketimine dikkat edilmelidir. Diabet hastaları, kalp ve damar hastaları, mide rahatsızlığı olanlar, hipertansiyon hastaları gibi belli bir beslenme düzeni ile takip edilen kişiler, diyetlerini bozmamaları gerekmektedir. Sağlıklı yaşamın en temel kurallarından biri olan fiziksel aktivitenin arttırılmasına bayram boyunca da dikkat edilmeli, günlük tempolu yürüyüşlere devam edilmelidir.”
Orjinal Habere Git