Kayseri'de lösemiyi yenen iki genç arkadaş, kentteki lösemili çocuklara ve ailelere hastalığın tedavi edilebilirliğini anlatıyor.
Farklı yıllarda yakalandıkları lösemiyi gördükleri tedavi sonucu yenen 24 yaşındaki Ramazan Bozbeşparmak ve 25 yaşındaki Nihat Karadeniz, şimdi hasta çocuklar ve ailelerine umut veriyor.
Lösemili çocuk ve gençleri hem hastanede hem de evlerinde ziyaret eden gençler, bu hastalığın tedavisinin başarıyla sonuçlandığını kendilerini örnek göstererek anlatıyor.
15 yaşında lösemi tanısı konulan Ramazan Bozbeşparmak, yaptığı açıklamada, lise birinci sınıfta okurken vücudunda morarma ortaya çıktığını, diş eti ve burun kanaması başladığını anlattı.
Develi ilçesinde hastanede kan sayımı yapıldığını ve çok düşük çıkması nedeniyle Kayseri'ye sevk edildiğini belirten Bozbeşparmak, burada da kendisine lösemi tanısı konulduğunu söyledi.
"İlk girdiğimde hemen çıkacağımı sandığım hastaneden 2 yıl sonra çıkabildim." diyen Bozbeşparmak, şöyle konuştu:
"Çok ağır bir tedavisi var löseminin, ilaçların yan etkileri ağır. Ziyaret ettiğimiz ailelere de söylediğimiz gibi ilk 2-3 ay çok sıkıntılı ama bu süreç bir şekilde geçiyor. Liseyi tamamladım, Marmara Üniversitesi Maliye Bölümü'nü okudum. Şimdi de bu hastalığa yakalanmış kardeşlerimizin tedavilerinin başarıya ulaşması için LÖSEV çatısı altında bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ailelerle ve çocuklarla bir araya geldiğimde memnun oluyorlar. Anneler bizi görünce bu hastalığı yeneceklerine inançlarının arttığını söylüyor. Benim gibi tedavisi tamamlanmış, iyileşmiş kişileri görünce hem aileler hem de çocuklar bu hastalığı yeneceklerine daha çok inanıyor."
"Gözlerindeki o burukluğu hissedebiliyorum"
Nihat Karadeniz de 2014'te üniversite sınavına hazırlanırken kendisine lösemi tanısı konulduğunu söyledi.
Gribe yakalandığını ve kullandığı ilaçlara rağmen halsizliğinin geçmediğini ifade eden Karadeniz, "Kan değerlerimin düşük olduğu ortaya çıktı. Kayseri'ye hematoloji bölümüne sevk edildim. Lösemi tanısı konulduğunda ne yapacağımızı bilemedik, çok kötü bir hastalık olarak biliyorduk. Apar topar tedavim başladı, kemoterapi almaya başladım. Doktorlar, hemşireler o dönemde çok ilgilendiler. Hastalıkla ilgili araştırma yapıyordum, çevreme soruyordum, olumlu cümle duyamıyordum." diye konuştu.
Kemoterapi aldığı dönemde LÖSEV'in Develi'deki bir seminerine katıldığını anlatan Karadeniz, sonra vakfa üye olduğunu belirtti.
Hastalığın çok yaygın olduğunu öğrendiğini belirten Karadeniz, şunları kaydetti:
"İyileşmiş gençleri görmek, hastalığa bakış açımı değiştirdi. Artık hastaneye giderken iyileşebileceğim inancıyla keyifle gidiyordum. Lösemili hastaları ziyaret ettiğimde gözlerindeki o burukluğu hissedebiliyorum. Lösemi olduğumu öğrendiğimde hissetiklerimle aynı. İyileşmiş örnekleri görmek insanları mutlu ediyor. Sık sık ev ziyaretleri yaparak hastalarla konuşuyoruz. Kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilsinler istiyorum."