MHP'li Özdemir: 17-0 ile Kayseri'yi şahlandırın"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; MHP Kayseri İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında konuştu. Gündeminde Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği savaş politikaları ve 31 Mart Mahalli İdareler seçimleri bulunan Özdemir, "O yüzden diyoruz ki dindirmeyin bu alkışları, iradenizi. 31 Mart’ta 17-0’la Kayseri’yi şahlandırın, taçlandırın ve yeniden inşallah cumhur ittifakı burada zaferle sizin iradenizle hizmete devam etsin" dedi.
MHP Kayseri İl Başkanlığı tarafından Ramazan Ayı dolayısıyla iftar programı düzenlendi. Programa, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti Kayseri İl Başkanı Fatih Üzüm, MHP Kayseri İl Başkanı Seyit Demirezen ve partililer katıldı. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği savaş politikaları ve 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerine değinerek, “Kayseri bizim sevdamızdır dedik, başka sevdayı yüreğimize koymadık. Yerel seçimlere giden bu süreçte cumhur ittifakının kıymetli adayları bu anlamda desteklerinizle muvaffak olacaktır. Başarımızı daha ileri bir seviyeye taşıyacağız. O yüzden diyoruz ki dindirmeyin bu alkışları, iradenizi. 31 Mart’ta 17-0’la Kayseri’yi şahlandırın, taçlandırın ve yeniden inşallah cumhur ittifakı burada zaferle sizin iradenizle hizmete devam etsin” şeklinde konuştu. Özdemir'in gündeme dair açıklamaları şöyle;
"Türkiye yeni bir seçimin arefesinde daha bulunmaktadır. Ama seçimlerle beraber bu zamanlara kolay gelinmediği gerçeği de yine hepimizin karşımızda bulunan yalın bir gerçektir. Bildiğiniz üzere Türkiye çok boyutlu tehdit ve tehlikelerle muhatap kalmış, bu tehlikeleri bertaraf etme konusunda yıllardan bu yana çok ciddi emek sarfına giren bir ülke olmuştur. Son Türk devleti olarak Osmanlı bakiyesi üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu süreç içerisinde bir dünya savaşının yıkımının ardından filizlenmiş bir başka ikinci bir dünya savaşının ardındansa küresel seviyede var olma ve tutunma mücadelesine girdirilmiş, demokrasisinin olgunlaştırma yoluna koyulmuş. Bütün bunlar olurken tam gücünü kazanıp bu olgunluk da yoluna devam edecekken zaman zaman ne yazık ki darbelerle muhatap kalınarak hem toplumsal hem de siyasal zeminde engellemelerle karşı karşıya gelmiştir. Bütün bunların hemen ardındansa terör belası ülkemizin başına musallat edilmiş ve uzun yıllardan bu yana da bir terör belasıyla mücadele etmektedir."
"15 Temmuz Türk tarihinin en büyük ihanet girişimidir"
15 Temmuz darbe girişiminin Türk tarihinin en büyük ihanet girişimi olduğunu aktaran Özdemir; "Nihai olarak içimizde sızdırılan bizdenmiş gibi görünen ama başka ülkelerin halk ve menfaatine çalışan çevrelerin varlığıyla da Türkiye Cumhuriyeti Devleti belki de Türklük tarihinin binlerce yıldan beri süregelen zaman içerisinde görüp görebileceği en büyük ihanet gelişimiyle karşı karşıya kalmış ve bu girişimde kendisini 15 Temmuz'da göstermiştir. Işte bu gerçekliklerin hepsi dünyanın içerisinde bulunduğu gelişmelerle beraber de değerlendirildiğinde artık Türkiye'nin kaybedilecek vaktinin olmadığı bir an evvel toparlanıp titreyip kendine dönmesi gerektiği istikrarını muhafaza ederken gücünü de potansiyelini de arttırması zorunluluğunu karşımıza getirmiştir. Türkiye diz çökse başta dünyanın merkezi olarak bu coğrafyada birileri istediği gibi at koşturacakları gibi diğer yandan mazlum coğrafyaların üzerinde de tahakkümleri ve diğer karanlık girişimlerinin hız kazanacağı kesin. Işte bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisi büyük bir sorumluluk üstlenerek Türkiye'de hem siyasetin hem de ülke yönetimimizin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması için tarihi bir sorumluluk üstlendi. Sayın genel başkanımızın liderliğinde milliyetçi, ülkücü hareket Cumhur İttifakı'nın kurulması noktasında aziz milletimizin o en karanlık gecede ümide Türk milletinin en çok muhtaç olduğu gecede bu ümidin sesi olarak buna cevap vermiş ve Türkiye'de yeni bir sistem değişikliğiyle beraber artık gücümüzün muhafaza edilmesi daha ileriye taşıması noktasında da sorumluluk üstlenmiştir. İşte o günlerden bugünlere gelinen süreç içerisinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de yine aziz milletimizin iradesiyle hayata geçmiş ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi de bu sistemin kurucu lideri olarak aziz milletimizden aldığı destekle beraber Türkiye'yi çok daha iyi bir noktalara taşımayı başarmıştır" ifadelerini kullandı.
Terörle mücadeleye de değinen Özdemir; "Şöyle bir yakın geçmişi tasavvur ettiğimizde 2018 yılından bu zamana kadar 6 yıllık süre geride kalmıştır. İşte bu 6 yıllık süre zarfında Türkiye içerideki karanlık ve hain odakları temizlemekle kalmamış, terör belasını kaynağında kurutma stratejisi hayata geçirmiş ve Allah'a hamdolsun bugünlerde de bu stratejisinin neticesini kesin olarak alma iradesini ortaya koymuş ve hazırlıklarına başlamıştır. Şimdi önümüzde ki süreçte artık başlangıç olarak ve öncelikli olarak PKK terör örgütünden kurtulmanın vakti ve zamanı gelmiştir. İnşallah yapılan planlamalar doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri bu yansıma ile Irak merkezli tüm terör odaklarını ve terör yuvalarını kaynağında kurutacak, Türklüğün çelikten iladesini buralara nihai olarak yazılacak ve Türk bayrağı buradaki terör odaklarının, terör yuvalarının tepesinde dalgalanacaktır. Bu beladan tamamıyla kurtulmamızın vakti gelmiştir. Bu vakit yaklaştıkça Türkiye'de ne yazık ki bir devrin de kabusu da başlamış görünmektedir. PKK terör örgütünün siyasi uzantılarıyla iş birliği yapan başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere bazı siyasi çevreler Cumhur İttifakı'nın karşısına geride bıraktığımız 6 yıldan bu yana hangi engelleri çıkarmaya çalışmışlarsa şimdi de buna yenilerini eklemek suretiyle neticeye ulaşmayı murat etmektedir" şeklinde konuştu. MHP'li Özdemir konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Sadece bununla alakalı Türkiye mesafe kat etmedi. Baktığınız vakit 30 yıldan uyanan, işgal altında bulunan yanı başımızdaki ki Türkiye'nin milli güvenliğini de etkileyen Azerbaycan'ın Karabağ topraklarının kurtarılması hususunda da yine Türkiye'nin liderliğiyle dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın aldığı netice bugün Kafkasya bölgesinde barışı ve istikrarı hakim kılmışken aynı zamanda Türkiye'nin milli ve büyük ülkülerinden olan Türk dünyasıyla kucaklaşması stratejisine de hayat vermiştir. "Durum böyle olunca Türk Devletleri Teşkilatı da yine bu dönemde kurulmuş ve 2040 vizyonuyla beraber artık bütün Türk dünyasının bir arada olacağı, sadece siyasi olarak değil, aynı zamanda askeri olarak da, iktisadi olarak da, kültürel olarak da, diğer alanların tamamında da dünyada ses getirecek bir birliktelik yine Milliyetçi Hareket Partisi'nin üstlenmiş olduğu bu sorumlulukta Cumhur İttifakı'yla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle beraber dünya sahnesinde Türklüğe kazandırılan önemli gelişmeler olmuştur. Elbette sadece bununla da sınırlı kalmadık. Biz siyasi yönden, iktisadi yönden, diplomatik yönden bu adımları atarken bütün dünya, pek çok çevre hatta içimizdeki bunların iş birlikçileri dahil siz yapamazsınız. Buna gücünüz yetmez. yaygarasına da kurulmuşlardı. Ama bugün gelen aşamada Türkiye'nin başarılarına bakıyorsunuz. İlmi olarak da bilimde de, fen de de, teknolojide de eriştiğimiz seviye itibariyle Türkiye dünyada ilk üç hadi bilemediniz en fazla ilk dört ülke arasında girebilen kazanımlarla başarılarla adından söz ettiren bir ülke olmaya başladı. Bilhassa milli harp sanayimize, savunma sanayimizde gerçekleştirdiğimiz bu başarılar ülkemizin diplomasi sırasının elini güçlendirdiği gibi giderek daha fazla söz sahibi olma konusunda da sadece bulunduğumuz bu coğrafyada değil, yalnızca Orta Doğu'da, yalnızca Balkanlar'da, yalnızca Kafkasya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da, Afrika'da, uzak Doğu Asya'da hatta ve hatta Amerika kıtasında dahi Türkiye'nin politikalarının ne olacağı hususuyla alakalı meraklı bekleyişlerin ve analizlerin yapıldığı dikkatle Ankara'nın duruşu ne olacak denildiği bir sürecin başlamasına da sebebiyet vermiştir. Şimdi farklı söylemler ile Türkiye'yi başka istikametlere çekmeye çalışanların da olduğunu biliyoruz. Ama avuçlarını yalayacaklarını da şimdiden görmekten iftihar ediyoruz. Türkiye'nin bu şartlar altında çok daha güçlü dostlarının sayısını artırarak, istikrarını muhafaza ederek, bu anlayış ile barış için sergilediği anlayışı küresel seviyeye yayması ve bunu yaygınlaştırması büyük önem taşıyor. Bugün yanı başımızda Gazze'de aralarında yaşlıların, kadınların ve çocukların da bulunduğu 35 bin sivil insan katledildi. Bir an evvel İsrail'in gerçekleştirdiği bu zulmün durması noktasında Türkiye kadar sorumluluk taşıyan, elini taşın altına koyan ve aynı zamanda netice almayı murat eden ülkelerin sayısının artması lazım. İslam dünyasının bunun için Türkiye ile beraber çalışması, hiç şüphe yok ki zalimin zulmünü yerinde bitirmesine sebep oalcaktır. Ama buna rağmen o zulme devam etmek isteyenler olursa da işte onlara açık ve net şekilde söylüyoruz ki herkes sussa da Türkiye susmayacak. Her ne olursa olsun mazlumun sesi olmaya devam edip, zalimin karşısında olmayı da sürdürecektir. İşte bu kazanımlar ülkemizin her yönden genel başkanımızın yıllar evvel ta 1992 yılında Mersin'de ifade buyurduğu Türkiye'nin lider ülke olması hedefinin gerçekleştirildiğini işaret ederken 'Yeni Kızıl Elma' olarak karşımıza artık 2053 hedefi vardır ve inşallah bu hedefi de gerçekleştirecek kadrolar, buradadır, hep birliktedir, beraberdir. Şimdi vakit ülkemizi süper güç olmaya ulaştırma ve eriştirme vaktidir. İnşallah bu anlamda da muvaffak olacağız. Şöyle bir dünyanın genel haline baktığınızda her yönden kargaşanın, kaosun ve buhranın hakim olduğunu hepimiz gözlemliyoruz. Bakınız daha dün Rusya'da tasvip etmediğimiz ve kınadığımız sivilleri yönelik gerçekleştiren bir terör saldırısı meydana geldi. Ve bu terör saldırısından sonra da bazı Avrupa ülkelerinin yine komşumuz olan kardeş ülke olan Ukrayna'ya farklı yönde destek vermeleri belli ki bu savaşın daha da fazla kızışmasına sebebiyet verecektir. İşte bu şartlar altında bu iki ülke arasında sulhun temsilcisi noktasında Türkiye'den daha başarılı ve netice alıcı girişimlerde bulunabilen hiçbir ülke bu zamana kadar çıkmadı. Hatta ve hatta bu savaşın etkilerinden olan küresel tahıl ve gıda krizinin ve enerji krizinin yaşanmasına sebebiyet veren neticelerin ortadan kaldırılmasıyla alakalı bile Türkiye liderlik örneğini liderlik görüşünü ortaya koydu. İstanbul'da imzalanan anlaşmayla beraber iki ülkenin anlaşması, iki ülke arasındaki barışın sağlanması, ateşkese ulaşılması öncelikle çok ciddi sonuçlar doğmuştur."