Safa Camii´si İbadete Açıldı

İl Müftüsü Doç.Dr.Güven : ?Cemaat Olmadan Camilerimiz Ne İşe Yarar Ki??

Güncel 17.06.2017 17:53:07 0
Safa Camii´si İbadete Açıldı
Haberi Sesli Oku

2016 yılı Aralık ayında çıkan bir yangın sonucu tahrip olan ve ibadete kapatılan Safa Camii´si onarım ve tadilatının tamamlanması sonucu yeniden Cuma namazı öncesi törenle ibadete açıldı? Açılış töreninde konuşan İl Müftüsü Doç.Dr. Şahin Güven ?Camilerimizin manevî imarı, içlerinin cemaatle dolup taşmasıdır. Cemaat olmadan camilerimiz ne işe yarar ki? Öyleyse camilerimizin, genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk, zengin-fakir, yöneteni-yönetileni olarak her kesimin bir arada olduğu ve Rabbimize ibadet ettiğimiz yerler olduğunu unutmamalıyız.? Değerlendirmesinde bulundu?
2016 yılı Aralık ayında çıkan bir yangın sonucu tahrip olan ve ibadete kapatılan Safa Camii´si onarım ve tadilatının tamamlanması sonucu yeniden Cuma namazı öncesi törenle ibadete açıldı? Açılış programına, Vali Süleyman Kamçı, Ak Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, Melikgazi Kaymakamı Erkaya Yırık, Melikgazi Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Melikgazi İlçe Müftüsü Musa Dolar, Melikgazi Belediyesi Cami Dernek Başkanı Suat Canleblebici ve çok sayıda ilimiz sakini iştirak etti?
Cuma namazı öncesinde, camide bir vaaz veren İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven , hem camilerin önemi üzerine hem de idrak etmekte olduğumuz Ramazan ayıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu? Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayının müslümanlar için kazanımlarını sıralayan Müftü Güven şunları kaydetti? ??Ramazan ayında, yaptığımız ibadetlerimizden daha fazla lezzet alırız. Orucun Ramazan ayında bizlere farz kılınmasının sebebi/illeti budur. Tuttuğumuz oruçlarımız Yüce Allah´a karşı kulluğumuzda ve sorumluluk bilincimizde bir ilerlemeye, artışa sebep oluyorsa işte o zaman oruçlarımızdan gerçekten istifade ediyoruz demektir. Ramazandaki kazanımlarımızdan ilki, takvadır; yani Rabbimize karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Ramazan ayımız, değerini, 27. gecesi olarak kabul görülen Kadir Gecesi´nde inmeye başlayan Kur´an´dan almaktadır. Kur´an´sız Ramazanın bir anlamı olmaz. Ondan dolayı bu ayımızda, her zamankinden daha fazla Kur´an okuruz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, peygamberliği boyunca her yıl, o zamana kadar inen ayet ve sûreleri Cebrail aleyhisselam´a okurdu ve o da tasdik ederdi okuduklarını. Vefatından önceki son Ramazan ayında bir kez Cebrail (a.s.) okudu, Efendimiz (a.s.) dinledi. Bir kez de Efendimiz (a.s.) okudu, Cebrail (a.s.) dinledi. Bu uygulamaya mukabele, yani karşılıklı okuma adı veriyoruz. Bu mukabele geleneğimizde şuna dikkat etmemiz gerekiyor: Bize hayat ve hidayet rehberi olarak gönderilen Kur´an-ı Kerim, yalnızca yüzünden okunmak için gönderilmemiştir. Okumakla birlikte, anlamamız ve yaşamamız için gönderildi.?
İl Müftüsü Güven sözlerinin devamında hâlihazırda içinde bulundukları tadilatı yeni bitmiş camiden yola çıkarak, camilerin imarının iki türlü olduğunu yani maddi ve manevi olduğunun altını çizerek ?Yüce Rabbimiz, Tevbe Sûresi 18. ayette mealen, camileri ancak şu kimselerin imar edebileceklerini bizlere bildiriyor: ?Allah´ın mescitlerini, ancak Allah´a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah´tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.´ Bu ayetle camileri kimlerin yaptırıp ve camilerin hizmetinde kimlerin bulunabileceğini anlamış oluyoruz. Camilerimizin manevî imarı, içlerinin cemaatle dolup taşmasıdır. Şu camilerimiz cemaatsiz kaldığı zaman ne olur? Allah korusun, kapısına kilit vururuz. Cemaat olmadan camilerimiz ne işe yarar ki? Öyleyse camilerimizin, genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk, zengin-fakir, yöneteni-yönetileni olarak her kesimin bir arada olduğu ve Rabbimize ibadet ettiğimiz yerler olduğunu unutmamalıyız.? İfadesini kullandı?
İl Müftüsü Güven sözlerinin sonunda , iftar sofralarının israf sofralarına dönüşmeden, mütevazı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine bağrımızı açarak onları misafir edebileceğimiz bereketli sofralar olmasını, Yüce Allah´ın bizlere emanet olarak verdiği kazandığımız mallardan ve ürünlerden yine O´nun rızası için infak etmemizi, onların zekâtlarını eksiksiz bir şekilde vermemizi tavsiye etti.


Haber Kaynak : KURUM BÜLTENİ